• +90 212 702 00 00
  • +90 532 281 01 42
  • info@muayene.com
trarbgzh-TWenfrkadefaru

Çevre Muayeneleri

UV Hızlandırılmış Yaşlanma Testi

UV (ulraviyole) yaşandırma testleri, UVA UVB UVC ışınları ile stabilite testleri arasında yapılan ve ürünlerin raf ömürlerini belirlemek için başvurulan bir test yöntemidir. Bu testler esas olarak, kozmetikler ve medikal ürünler dahil birçok ürününün raf ömrünü tespit etmek ve doğrulamak için yapılmaktadır.,

TÜRCERT polimer ve plastik materyaller ve ürünleri için hızlandırılmış yaşlandırma testi sağlamaktadır.

UV yaşlandırma testlerinden beklenen, ürünlerin raflarda bekleme süresi içinde mikrobiyolojik özelliklerini koruması ve fizikokimyasal yapısında herhangi bir bozulma olmamasıdır.

Hızlandırılmış Hava Testi UV Test Odası , güneş ışığı, yağmur ve çiyün neden olduğu zararı çoğaltabilir. UV yaşlanma testi, test edilecek olan malzemeyi, sıcaklığı arttırırken güneş ışığı ve nemden oluşan kontrollü bir dönüşümlü döngüye maruz bırakarak gerçekleştirilir.

Test günlük hayatta kullandığınız bir malzemenin, aletin veya ekipmanın dış atmosferik ortam veya özel koşullarda- ne kadar süre dayanacağını belirler.

UV test odası , güneşi taklit etmek için morötesi flüoresan lambalar kullanır; aynı zamanda yoğuşma veya nem etkisini taklit etme yolu ile püskürterek de kullanır. okullar, fabrikalar, askeri, araştırma-bit ve diğer birimler için havacılık, otomotiv, beyaz eşya, bilimsel araştırma ve diğer test ekipmanlarının diğer alanlarındandır.

Uygulama endüstrisi (aşağıdakilerle sınırlı değildir):

  • Boya mürekkep boyası, reçine, plastik
  • Baskı ve paketleme, alüminyum, yapıştırıcılar
  • Motosiklet endüstrisi, kozmetik,
  • Metal, elektronik, elektroliz, ilaç vb.

 UV Hızlandırılmış Yaşlandırma Testleri

  1. Nem ve sıcaklık ile güneş ışığına maruz bırakarak malzemeyi test etmek için güneşi, yağmur spreyi ve yoğunlaşmayı simüle edin ve hasar meydana getirin.
  2. Hasarın birkaç gün veya haftadan sonra birkaç ay boyunca dışa açık olduğuna eşit şekilde sonuç almak. Zarar solma, renk değişikliği, parlaklık düşmesi, toz, çatlak, bulanıklık, kırılganlık, mukavemet azalması ve oksidasyonu içerir.
  3. Mevcut malzemelerin iyileştirilmesi için test verilerine referans vermek veya ürün dayanıklılığındaki ve diğer yönlerdeki değişikliklerin etkisini değerlendirmek.

Bu tür testler normal koşullarda ürünler gerçekten bekletilerek yapılabililir. Bu test yönetminde ürünler hem normal raf ömrü boyunca bekletilmekte, hem de ortam koşulları zaman zaman değiştirilmektedir. Örneğin süreci hızlandırmak için sıcaklık ara ara arttırılmaktadır. Sıcaklığın artırılması ile gerçekleştirilen stabilite testlerine hızlandırılmış yaşlandırma testleri denmektedir. Hızlandırılmış yaşlandırma testleri yapılırken ürünler, normal koşullarda maruz kaldıkları sıcaklığın üzerinde bir sıcaklığa maruz bırakılmaktadır. Bu şekilde test süresi kısaltılmış olmakta ve daha kısa sürede sonuç alınmış olmaktadır.

Ancak hızlandırılmış olsa da normal koşullarda bu testleri yapmak oldukça uzun süren ve zahmetli bir yöntemdir. Bu noktada zamandan kazanmak amacı ile UV (ulraviyole) yaşandırma testleri tercih edilmektedir.

Ultraviyole ışınlar genel olarak morötesi ışınlar olarak bilinir. Bu ışınlar çıplak gözle görülemezler. Güneşten üç çeşit ulraviyole ışın gelmektedir. Bunlardan UVA ve UVB olarak adlandırılan ışınlar, yerkürenin ozon tabakasını geçer ve yeryüzüne ulaşır. UVC ışınları ise ozon tabakasını geçemez.

Güneşten gelen bu ultraviyole ışınlar farklı dalga boylarına sahiptir ve ışınların dalga boyları nanometre adı verilen cihazlarla ölçülür. İnsanlar normalede sadece 400 ve 700 nanometre dalga boyları arasında kalan ışınları görebilirler. Bu değerlerin altında ve üstünde kalan ışınları göremezler.

740-625 nanometre arası kırmızı renktir ve bu değerlerin üzerindeki ışınlar daha büyük dalga boylarına sahiptir. Bu ışınlara kızılötesi ışınlar denir. 440-380 nanometre arası mor renktir ve bu değerlerin altındaki ışınlar daha küçük dalga boylarına sahiptir. Bu ışınlara da morötesi (ultraviyole) ışınlar denir.

UV yaşlandırma yöntemi, hızlı yaşlandırma testleri için kullanılan bir yöntemdir. Bunun için hava koşullarını hızlandıran cihazlar kullanılmaktadır. Bazı cihazlar, test sürelerini kısaltmak, dolayısıyla daha hızlı test sonucu almak için kullanılmaktadır.

Hızlandırılmış Hava UV testi

Odanın iç mesanesi, ithal edilen yüksek sınıf paslanmaz çelik plakadan iken dış mesane SUS 304 çelik plakadan yapılır.

Isıtma modu, hızlı sıcaklık artışı ve hatta sıcaklık dağılımı ile iç mesane oluğu tipi ısıtmayı benimser.

UV Yaşlandırma test odacığı PID SSR kontrol sistemi ile birlikte, sıcaklık algılayıcısı bağlamak için siyah alüminyum plakayı benimser ve daha istikrarlı bir sıcaklık sağlamak için ısıtmayı kontrol etmek için siyah tahta sıcaklık ölçer kullanır.

Radyometre probu, sık takılıp sökülmesini önlemek için sabitlenmiştir.

Işınım miktarı, yüksek hassasiyette ekran ve ölçüm ile özel UV radyatometreyi benimser.

Işınım yoğunluğu 50W / m2'den fazla değildir.

Aydınlatma ve yoğuşma bağımsız olarak veya alternatif ve dairesel olarak kontrol edilebilir.

Standart test numunesi tutucusu 75 × 150mm 2 panel içerir. Test panelleri hücrenin yan duvarlarıdır. Bölmeyi düzgün şekilde kapatmak için, her panel tutucusunun örneklerle veya boş panellerle doldurulması ve panel tutucularının yerine yerleştirilmesi önemlidir.

UV Hızlandırılmış Yaşlandırma Testleri Standardları

(1) ASTM D4587: Boya ve İlgili Boyaların Floresan UV-Yoğunlaşma Pozlamaları için Standart Uygulama

(2) ASTM D4799: Bitümlü Malzemeler için Hızlandırılmış Hava Şartlandırma Şartları ve Prosedürleri için Standart Uygulama (Floresan UV, Su Spreyi ve Yoğuşma Metodu)

(3) ISO 4892-1: Plastikler - Laboratuar Işık Kaynaklarına Maruz Kalma Yöntemleri - Bölüm 1: Genel rehberlik

(4) ISO 4892-3: Plastikler - Laboratuar Işık Kaynanna Maruz Kalma Yöntemleri - Bölüm 3: Floresan UV Lambalar

(5) ASTM D4329: Plastiklerin Floresan UV'ye Maruz Kalması İçin Standart Uygulama

(6) AATCC TM186: Hava direnci: UV Işık ve Neme Maruz Kalma

(7) ASTM D5208: Fotodegradable Plastics'in Floresan Ultraviyole (UV) Pozlama Standart Uygulaması

(8) IEC 61345: Fotovaltalik (PV) Modüller için UV Testi

Genelde bu cihazların çalışma sistemleri iki aşamalıdır. Önce belli sürelerde ortamın sıcaklığı, soğukluğu ve nem miktarı değiştirilerek dış hava koşulları yaratılır ve test edilen ürün üzerine sıcak buhar verilerek genleşmesi sağlanır. Genel olarak ürün bu koşullarda dört saat bekletilir. Arkasından ürün sekiz saat boyunca ultraviyole (UV) ışınlarına maruz bırakılır. Bu aşamada ürünlerde 50, 100 ve 150 saatlik bir yaşlandırma gerçekleştirilmiş olmaktadır. 50 saatlik yaşlandırma süreçlerinde ürünler cihazdan alınmakta ve renk ölçümleri yapılmakta ve teste devam edilmektedir.

UV (ulraviyole) yaşandırma testleri örneğin sentetik boyar madde testlerinde sıkça kullanılmaktadır. Sentetik boyar maddeler, hem insanlarda sağlık sorunlarına neden olmakta hem de doğal çevreyi tahrip etmektedir. Bu nedenle sentetik boyar maddeler UV yaşlandırma testlerine tabi tutulmakta ve insan sağlığı üzerindeki etkileri daha kısa sürede tespit edilmektedir.

UV yaşlandırma testlerinin bir başka uygulama alanı, dış alanlarda kullanılan ahşap malzemelerdir. Bina dış yüzeylerinde kullanılan ağaç yapı malzemeleri ya da bahçede kullanılan mobilyalar güneş ışığı, ısı ve neme bağlı olarak zarar görmektedir. Laboratuvar ortamında gerçekleştirilen UV yaşlandırma testlerinde ultraviyole ışınlar uygulanmakta ve güneş etkisi yaratılmaktadır. Bu şekilde doğal koşullarda yıllarca süren etkilenme sonuçları kısa sürede elde edilmektedir.

Hızlandırılmış yaşlandırma testinde  normal raf ömrü sıcaklığından daha yüksek sıcaklıklara maruz bırakılarak test süresi kısaltılır ve daha kısa sürede bu konuda sonuç alınmış olur.

Laboratuavarımız TÜRCERT güçlü bir teknolojik altyapı, otomasyon ve çalışan kadrosu ile ayrıntlı bir şekilde UV hızlı yaşlandırma testlerini gerçekleştirmektedir.

Radyoaktif Alanların Muayeneleri

 Radyoaktif maddeler kuvvetli enerji kaynaklarıdır. Kendiliklerinden ışıma yapmak özellikleri vardır. Bu ışımayı durdurmak mümkün değildir. Radyoaktiflik atomun çekirdek yapısı ile ilgilidir. Radyoaktif bir atom, yapısına girdiği bileşiği radyoaktif yapar. Bir atomun dışarıdan herhangi bir etki olmaksızın, kendiliğinden bozunması ve daha küçük parçalara ayrılması ve bu ayrılma sırasında ışıma yapmasına radyoaktiflik denmektedir. Radyoaktiflik olayı ilk olarak 1896 yılında keşfedilmiştir. Radyoaktif elementlerin bileşiklerinde de radyoaktif özellik aynen bulunmaktadır. Bu nedenle radyoaktiflik, sadece atomun çekirdek yapısına bağlı olan ve çekirdekte meydana gelen bir değişmedir.

Başlıca radyasyon türleri, alfa ışınları, beta ışınları ve gama ışınlarıdır. Alfa ışınları ince bir kağıt tabakası veya insan cildi tarafından emilebilir. Beta şınları ince bir metal tabakası tarafından emilebilir. Gama ışınları ise daha katı ve kalın malzemelere nüfus edebilir. Örneğin gama ışınları kurşun ve beton gibi yoğun malzemeler tarafından emilebilir.

İnsanların duyu organları radyasyonun varlığını algılayamaz. Radyasyonun tespit edilmesi ve ölçülmesi ancak radyasyona hassas cihazlar ile olmaktadır. Üstelik ölçme cihazları, radyasyonun tamamını değil sadece madde ile etkileşen kısmını ölçebilir.Radyasyonun bir kısım kaynakları doğaldır, bir kısmı ise yapaydır. Radyasyon esas olarak bir enerjidir. Solunan havadan, yenilen yiyeceklerden veya inşaatlarda kullanılan yapı malzemelerinden radyasyon alınabilir. Radyasyon, kısaca yaşanan çevrenin bir parçasıdır.Doğal radyasyon kaynakları uzaydan gelen kozmik ışınlar, yerkürede bulunan kısa yarı ömürlü radyoizotoplardan yayılan gama ışınları, insan vücudunda bulunan radyoaktif elementler ve radyumun bozunması ile ortaya çıkan radon gazıdır.Yapay radyasyon kaynakları ise çeşitli alanlarda kullanılan X ışınları ve yapay radyoaktif maddeler, nükleer bomba denemeleri sırasında ortaya çıkan nükleer yağışlar, nükleer güç üretiminde salınan radyoaktif maddeler, bazı tüketici ürünlerinde kullanılan radyoaktif maddelerdir.Tıp alanında kullanılan radyasyon uygulamaları iki noktada yoğunlaşmaktadır: görüntü elde eden sistemlerde ve tümörlerin tedavisinde. Yani radyasyon, hastalıkların teşhis ve tedavi edilmesinde kullanılmaktadır.

Radyasyonun endüstriyel kullanım alanları ise oldukça fazladır. Eğitim ve araştırma çalışmalarında, güvenlik amaçlı yapılan çalışmalarda ve tüketici ürünlerinde radyasyon kullanılmaktadır. Radyografi, radyoskopi, yoğunluk ve nem ölçümleri, yoğunluk, kalınlık, ağırlık, seviye gibi proses kontrol süreçleri, paratoner, duman dedektörü ve farklı tüketici ürünleri üretimi gibi alanlarda radyasyon kullanılmaktadır.

Radyasyona maruz kalmanın insan sağlığı ve çevre üzerinde çok ciddi tehlikeleri bulunmaktadır. Radyasyon, DNA’yı parçalayabilecek kadar enerji taşımaktadır. DNA’nın parçalanması ise hücrelerin ölmesi demektir. Çevreye sorumsuzca bırakılan radyoaktif maddeler insan, hayvan ve bitkilerin sağlığı için büyük tehlikedir. Doğal çevre ve ekolojik denge bozulmaktadır.

Yetkili test ve muayene kuruluşları tarafından çevre muayeneleri kapsamında radyoaktif alanların muayeneleri de gerçekleştirilmektedir. Yetkili kuruluşlar tarafından yapılan ölçüm, test ve muayeneler son derece önemlidir. Yapılan çalışmalarda yerli ve yabancı kuruluşlar tarafından yayınlanan standartlar ve yasal düzenlemeler esas alınmaktadır.

Sanayi Alanları Muayeneleri

 Sanayi sektörü basit olarak hammaddelerden veya yarı işlenmiş maddelerden, insanların kullanmasına hazır ürünler üreten bir sektördür. Ancak bu sektör tanımlandığı kadar basit değildir. Bugün sanayi sektörü, ülkelerin ekonomisini yönlendiren ve ülkelerin gelişmişlik seviyesini gösteren başlıca sektör durumundadır.

Bir sanayi tesisisin kurulması, yeterli sermaye sağlanmasına, enerji kaynaklarına, hammadde kaynaklarına, ualşım ve pazarlama faaliyetlerine, işgücü ve teknik eleman kullanımına ve birçok faktöre bağlıdır. Ülkemizde hammadde kaynaklarının bol ve çeşitli olması, enerji üretimi açısından zengin maden ve su kaynaklarının bulunması, son yıllarda termik santrellerin doğal gaza çevrilme çalışmalarına ağırlık verilmesi ve yeni hidroelektrik santrallerin kurulması ile birlikte sanayi sektörü ciddi bir gelişme göstermektedir.

Sanayi sektöründe faaliyet gösterilen başlıca sanayi alanları şunlardır:

  • Gıda ve içecek sanayi (bu sektör kendi içinde un ve unlu ürünler sanayi, şeker ve şekerli gıdalar sanayii, süt ve süt ürünleri sanayi, et ve et ürünleri sanayi, çay sanayi, konserve sanayii, bitkisel yağ sanayi ve tütün ve alkollü içki sanayi gibi alt sektörlere ayrılmaktadır)
  • Tekstil (dokuma), deri ve giyim sanayi
  • Maden sanayi
  • Otomotiv ve madeni eşya sanayi
  • Kimya sanayi
  • Taş ve toprağa dayalı sanayi
  • Orman ürünleri sanayi

Bu sanayi alanlarında üretim tesislerinde büyüklü küçüklü birçok makina ve teçhizat kullanılmaktadır. Bu makina ve teçhizat, üretimin çeşitli alanlarında olduğu gibi, ürünlerin taşınması, paketlenmesi, depolanması, sevkedilmesi ve tüketicilere ulaştırılmasına kadar birçok aşamada da kullanılmaktadır.

Yürürülükte olan iş sağlığı ve güvenliğine yönelik yasal düzenlemeler, çalışanların sağlık ve güvenliklerini korumak amacı ile birçok koşul getirmektedir. Aynı zamanda yerli ve yabancı kuruluşlar tarafından da birçok standart geliştirilmektedir. Bütün bu çalışmaların tek amacı çalışanların sağlığını korumaya yöneliktir.

Çalışanlar hem üretimde kullandıkları makina ve ekipmanların yarattığı tehlikelere hem de çalışmaları sırasında ortamda oluşan ses, titreşim, gürültü, toz ve özellikle kimyasal maddelere maruz kalmaktadır. Hem çalışanların can güvenliği hem de işverenlerin mal güvenliği açısından sanayi alanlarının muayenelerinin düzenli olarak yaptırılması gerekmektedir.

Yetkili test ve muayene kuruluşları tarafından çevre muayeneleri kapsamında sanayi alanları muayeneleri de gerçekleştirilmektedir.

Düzenli kontrol ve muayenelerin yapılması, sanayi alanlarında faaliyet gösteren işletmeler için yasal düzenlemeler ile zorunlu tutulmuştur ve hem ürünlerin güvenliği hem de piyasa gözetim denetimleri bakımından da gereklidir. Özellikle ürünlerini Avrupa Birliği ülkeleri başta olmak üzere başka ülkelere göndermek isteyen işletmeler, ürünlerinin uluslararası standartlara uygun olduğunu bu şekilde kanıtlamış olmaktadır. Bu açıdan sanayi ürünlerinin test, ölçüm, analiz, muayene ve kontrol çalışmaları bir zorunluluk olmuştur.

Diğer yandan iş sağlığı ve güvenliği bakımından sanayi ürünlerinin temel gereklilikleri içinde, sadece üretim koşulları ve üretim aşamaları değil, üretimden sonra bu ürünlerin piyasaya sunulma aşamalarında yapılacak kontrol ve muayeneler de bulunmaktadır. İşletmeler, başka bir süre öngörülmediği takdirde kullanılan makina ve ekipmanların, her yıl en az bir kere, risk analizindeki değerlendirmeler ışığında düzenli muayenelerini yaptırmak zorundadır.

Endüstriyel Üretim Alanları Muayeneleri

 Endüstriyel üretim yapan işletmelerde, bütün ürünler sıfırdan tasarlanmakta veya sipariş üzerine özel mühendislik çalışmaları ile ortaya çıkmaktadır. Endüstriyel üretim yapan işletmelerde müşteriler, işletme stoklarında hazır olan bir ürünü sipariş edebileceği gibi, önceden tasarlanmış ancak henüz üretimi yapılmamış ürünler için, bazı ilave özellikler ve opsiyonlar katarak sipariş verebilirler. Bu nedenle endüstriyel üretim yapan işletmeler daha çok operasyonel verimliliğe ağırlık vermektedir.

Endüstriyel üretim alanları çok geniştir. Tarım makinalarından tıbbi ürünlere kadar, otomotiv sektöründen havacılık sektörüne kadar, farklı özelliklerde ve niteliklerde faaliyet gösteren birçok sektör, endüstriyel üretim alanına girmektedir. İşin alsına bakılırsa endüstriyel üretim alanları, kaçınılmaz olarak karmaşıktır. Yayınlanmış birçok standarda ve yapılan yasal düzenlemelere önem verilmezse, işletmeler beklenmedik durumlar ile karşılaşabilir. Bunun yanı sıra kaliteli üretim, verimli üretim, insanların can sağlığı ve güvenliği ve hatta uluslararası düzenlemelere uygunluk önemli gerekliliklerdir.

Birçok yetkili test ve muayene kuruluşu, işletmelerin üretim süreçlerinin doğru ve eksiksiz işlemesi ve gerek üretim faaliyetlerinde ve gerekse üretilen malların kullanımları sırasında bir problem yaşanmaması amacı ile, test, ölçüm, analiz, gözetim, denetim ve kontrol hizmetleri vermektedir. Bu hizmetler sadece üretim süreçlerinin kontrolü amaçlı değil, aynı zamanda ürünlerin paketlenmesi, depolanması, taşınması, sevkedilmesi ve tüketicilere sunulmasına kadar birçok süreci kapsamaktadır.

Bu çerçevede olmak üzere işletmelere, malzeme testi, süreç tasarımı, üretim tesislerinde operasyonel destek, kalite kontrol, makinaların düzenli kontrol ve muayeneleri ve çeşitli yönetim sistemlerinin kurulması gibi birçok hizmet verilmektedir.

İşletmelerin daha güçlü, daha verimli, daha karlı ve daha rekabetçi faaliyet göstermeleri ve hem ürünlerin hem de süreçlerin endüstriyel üretim alanlarına uygun olması, aynı zamanda yürürlükte olan yasal düzenleme esaslarına uygun olması, buna bağlıdır.

Yetkili test ve muayene kuruluşları tarafından çevre muayeneleri kapsamında endüstriyel üretim alanları muayeneleri de gerçekleştirilmektedir. Başlıca endüstriyel üretim alanları şunlardır:

  • Kimyasal maddeler: İnsanların yaşamlarını doğrudan etkileyen sektörlerden biri kimyasal ürünler sektörüdür. Yerli ve yabancı yasal düzenlemeler ile çok sıkı kontrol altına alınmak istenen bu sektörde işletmeler sürekli inceleme altında tutulmaktadır.
  • İnşaat mühendisliği ve yapı malzemeleri: İnşaat sektörü ekonominin itici bir gücüdür. Ancak insanların can güvenliği bakımından en tehlikeli sektörlerden biridir.
  • Orman ve kağıt ürünleri: Bu sektörde maliyet kontrolü, performans geliştirme, sürdürülebilirlik, tedarik zinciri yönetimi, çevre yönetimi ve operasyonel risk yönetimi önemli konulardır.
  • Metal ve maden endüstrisi: Bu sektörler en fazla iş kazalarının yaşandığı sektörlerdir. İşletmeler iş sağlığı ve güvenlik konularında standartlara ve yasal düzenlemelere daha fazla uymak zorundadırlar.
  • Taşımacılık ve lojistik: Bu sektör de endüstriyel üretimde önemli bir rol üstlenmektedir.

Endüstriyel üretimde en önemli konulardan biri çevre koşullarıdır. Faaliyetler sırasında doğayı kirletmemek ve doğal çevreyi korumak, en küçüğünden en büyüğüne kadar bütün işletmeler açısından öncelikli bir konudur. Tüketiciler de artık bu konuda daha bilinçlidir.

Otel ve Tatil Köyü Muayeneleri

Koca bir yıl çalışıp didinen insanlar güzel bir tatili hakediyor elbette. Bir kısım insanların tatil tercihleri, tarih ve kültür tatili, doğa tatili, yayla tatili ve kış tatili gibi altenatif tatil arayışlarına dönüşse bile, bugün için birçok kişinin tatil anlayışında deniz ve güneş tatili ön plandadır. Bu kişiler yaz tatilini iple çekerler ve ilk fırsatta kendilerini otellere ve tatil köylerine atarlar.

Otel ve tatil köyleri işletmeciliği, turizm sektörünün çok hızlı geliştiği günümüzde, ülkemiz ekonomisi açısından ciddi bir döviz girdisi sağlayan en önemli alt sektörlerden biridir. İnsanların tatil anlayışları paralelinde, turizm hareketleri ve konaklama ihtiyaçları, ilk insanlar varolduğu sürece hep önemli olmuştur.

Otel ve tatil köyleri işletmeciliğinde hizmeti üreten ve sunan başlıca faktör insandır. Ancak bu işletmelerin varlıkları olmadan insanlar da tek başına birşey yapamazlar. Bu varlıklar otel ve tatil köylerinin ofis ve binalarından başlayarak, kullanılan makinalara, ekipmanlara, sistemlere ve her türlü girdiye dayanan çok büyük bir yelpazeyi ifade etmektedir.

Turizm sektörü bir hizmet sektörüdür. Hizmetin üretimi, sunumu ve bu tesislerde konaklayan kişilerin memnuniyeti aslında soyut kavramlardır ve bu hizmetlerden yararlanan kişilerin memnuniyet seviyeleri birbirinden farklılık gösterir. Ama herşeyden önemlisi otel ve tatil köylerinde verilen hizmetler, insanların sağlığı ve güvenliği bakımından önem taşımaktadır.

Tesislerin işletme güvenliği bakımından her türlü riskten uzak olması ve insanların can güvenliğini tehdit etmeyecek güvenlik koşullarına sahip olması gerekmektedir. Bu konu çok geniş bir anlam taşımaktadır. Tesislerde kullanılan asansörlerin bakımlarından, yangın ve güvenlik sistemlerine kadar, havuz ve spor alanlarının güvenliğinden mutfakların hijyenine kadar, çalışanların eğitim ve deneyimlerinden, kullanılan her türlü elektrikli ve elektronik cihazların olası tehlikelerine kadar bir dizi risk teşkil edecek faaliyetin kontrol ve muayenelerinin düzenli olarak yapılması gerekmektedir.

Yetkili kuruluşlar tarafından otel ve tatil köyü muayeneleri, yürürlükte olan yasal düzenlemeler ve yerli ve yabancı kuruluşlar tarafından yayınlanan standartlar çerçevesinde yapılmaktadır. Havuzlarda yaşanan ve ölümle sonuçlanan kazalar, yenilen yemeklerden zehirlenen insanlar, disko eğlencelerinde elektrik kaçağı yüzünden yaşanan kazalar, karşılaşılan çeşitli yangınlar hep kullanılan makinaların veya teçhizatın zamanında kontrol ve muayenelerinin yaptırılmamasından kaynaklanmaktadır. Otel ve tatil köylerinden verilen hizmetler insan merkezlidir ve belli standartlara ve kriterlere uymak bu nedenle çok önemlidir.

Yetkili test ve muayene kuruluşları tarafından çevre muayeneleri kapsamında otel ve tatil köyü muayeneleri de gerçekleştirilmektedir. Bu çalışmalar sırasında dikkate alınan birkaç standart şunlardır:

  • TS 10082 İş yerleri - Konaklama tesisleri - Turizm belgesi olan oteller - Sınıflandırma - Genel ve özel kurallar
  • TS 6915 İş yerleri - Konaklama tesisleri - Genel kurallar
  • TS 12436 Yangın önleme - Tatil köylerinde genel
  • TS ISO/TS 13811 Turizm ve ilgili hizmetler - Konaklama tesisleri için gelişen çevre şartları hakkında kurallar